HOŞGELDİNİZ....
     ANA SAYFA
     ZİYARETÇİ DEFTERİ
     BELGESELLER
     TARİH BİLİMİNE GİRİŞ
     İ.Ö. TÜRK TARİHİ
     TARİHTE İLKLER
     İLKÇAG TARİHİ
     İSLAM TARİHİ
     => 4 HALİFE DÖNEMİ(ORTAÇAG)
     => EMEVİLER
     => KERBELA SAVAŞI
     => ABBASİLER
     => TÜRKLERİN MÜSLÜMAN OLMASI
     => ENDÜLÜS EMEVİLER
     => Beni Ahmer Devleti
     => MUHTELİF KONULAR
     => İSLAM ÜLKELERİ TEŞKİLATLARI
     ANADOLU(TÜRKİYE) TÜRK TARİHİ
     DİNLER TARİHİ
     TÜRK İSLAM DEVLETLERİ
     DESTANLAR TARİHİ
     MİTOLOJİLER
     TÜRK DEMOKRASİ TARİHİ
     OSMANLI TARİHİ
     TÜRKİYE CUMHURİYETİ TARİHİ
     MUSTAFA KEMAL
     SİYASET TARİHİ
     DARBELER VE DEVRİMTARİHİ
     DÜNYA DEVRİM TARİHİ
     SUİKASTLAR TARİHİ
     İCATLAR VE BULUŞLAR TARİHİ
     DÜNYA TARİHİ
     BALKANLAR'IN TARİHİ
     ORTADOGU TARİHİ
     AVRUPA TARİHİ
     ERMENİ TARİHİ VE SORUNU
     KÜRT TARİHİ
     İRAN TARİHİ
     KIBRIS TARİHİ
     GAZETELER VE DERGİLER
     TÜRKİYE TANITIMI
     LİNK BANKASI
     TARİHTEN RESİMLER
     TARİH TEST BANKASI




AYTEN ARSLAN - ABBASİLER



1923GİF-227Photo Sharing and Video Hosting at Photobucket1923GİF-226


  SİTEME HOŞGELDİNİZ...(AYTEN ARSLAN)

ABBASİLER

Kuruluş Tarihi: 750

Kurucusu: Ebu’l-Abbas Abdullah (Unvanı: Es-Saffah: Kan dökücü)

Başkenti: Bağdat

Yıkılış Tarihi: 1258

pey'in vefatından (632) sonra, İslam dünyasını Hulefa-yı Raşidin denilen dört halife ve ardından da Emeviler (661-750) yönetti. Emeviler, Hz.Ali’nin öldürülmesiyle yönetimi ele geçirmişlerdi. Emevilerin iktidardan düşüşleri de aynı biçimde kanlı oldu. Hz.Muhammed'in amcası Abbas Bin Abdülmuttalip'ın soyundan gelen Abbasiler, Emevi yönetimine karşı ayaklanarak 750'de halifeliği ve iktidarı ele geçirdiler. Bu tarihten başlayarak Abbasiler 1258'e kadar İslam dünyasının büyük bölümüne egemen oldular.

Abbasi halifeleri [

  • Ebu'l-Abbas 750-754
  • Mansur 754-775
  • Mehdi 775-785
  • Hadi 785-786
  • Harun Reşid 786-809
  • Emin 809-813
  • Memun 813-833
  • Mutasım 833-842
  • Vâsık 842-847
  • Mütevekkil 847-861
  • Muntasır 861-862
  • Mustain 862-866
  • Mutez 866-869
  • Muhtedi 869-870
  • Mutemid 870-892
  • Mutezid 892-902
  • Muktefi 902-908
  • Muktedir 908-932
  • Kahir 932-934
  • Razi 934-940
  • Mutteki 940-944
  • Mustekfi 944-946
  • Muti 946-974
  • Taî 974-991
  • Kadir 991-1031
  • Kâim 1031-1075
  • Muktedi 1075-1094
  • Mustazhir 1094-1118
  • Musterşid 1118-1135
  • Reşid 1135-1136
  • Muktefi 1136-1160
  • Müstencid 1160-1170
  • Mustazi 1170-1180
  • Nâsır 1180-1225
  • Zâhir 1225-1226
  • Mustansır 1226-1242
  • Mustasım 1242-1258
 

 

 

 

Hz.Muhammed'in vefatından (632) sonra, İslam dünyasını Hulefa-yı Raşidin denilen dört halife ve ardından da Emeviler (661-750) yönetti. Emeviler, Hz.Ali’nin öldürülmesiyle yönetimi ele geçirmişlerdi. Emevilerin iktidardan düşüşleri de aynı biçimde kanlı oldu. Hz.Muhammed'in amcası Abbas Bin Abdülmuttalip'ın soyundan gelen Abbasiler, Emevi yönetimine karşı ayaklanarak 750'de halifeliği ve iktidarı ele geçirdiler. Bu tarihten başlayarak Abbasiler 1258'e kadar İslam dünyasının büyük bölümüne egemen oldular.

İlk Abbasi halifesi Ebu'l-Abbas’tı. 754'te oğlu Mansur onun yerine geçti. Bu iki halife döneminde orduda Türk ve İran kökenliler önemli görevler üstlendiler[kaynak belirtilmeli]. Mansur, 762’de Bağdat kentini kurdurarak başkenti Şam’dan buraya taşıdı. Abbasi Devleti Mansur'un torunu Harun Reşid döneminde en geniş sınırlarına ulaştı[kaynak belirtilmeli]. Harun Reşid, Binbir Gece Masalları’na konu olan görkemli saltanatını Bermeki ailesine borçluydu. Bu aileden Yahya Bermeki ve iki oğlu, vezir olarak Abbasi Devleti’ni 17 yıl boyunca fiilen yönettiler.

750-1258 arasında Abbasiler
750-1258 arasında Abbasiler

Harun Reşid’in oğulları Emin (809-813), Memun (813-833) ve Mutasım (833-842) babalarının politikalarını sürdürdüler. Annesi Türk olan Mutasım[kaynak belirtilmeli], Türklerden özel bir askeri güç kurmuştur[kaynak belirtilmeli], Türk unsurları yönetimde önemli görevlere getirmiştir. Daha sonra bu askeri gücün Bağdat’taki varlığı bazı huzursuzluklara neden olduğundan Samarra adıyla yeni bir kent kurdurarak devlet merkezini oraya taşıdı. 838 yılında Bizans üzerine bir sefer düzenleyen Mutasım, sınırları İznik kentinin yakınlarına kadar ilerletmiştir.

Yerine geçen oğlu Vâsık döneminde Türk emirleri askeri işlerin yanı sıra yönetsel konularda daha etkili oldular. Vâsık'ın ölümünden sonra Abbasi Devleti parçalanma sürecine girdi. Abbasi toprakları üzerinde Samaniler, Karahanlılar, Fatımiler, Tolunoğulları ve Hamdaniler gibi bağımsız devletler kuruldu.

İran'da hüküm süren Büveyhiler, 945'te Bağdat'a egemen oldular. Bundan sonra Abbasi halifeleri Büveyhilerin izniyle başta kalabildiler. Halife Kâim'in (1031-1075) çağrısı üzerine Büyük Selçuklu Devleti Hükümdarı Tuğrul, 1031 yılında Büveyhileri Bağdat'tan çıkardı ve Abbasilere yeniden saygınlık kazandırdı.

Ne var ki Abbasiler eski askarı güçlerine ulaşamadılar ve Mustazhir dönemindeki Haçlı Seferleri karşı başarılı olamadılar. Büyük Selçuklu Devleti'nin parçalanmasıyla birlikte Abbasiler yeniden gücünü yitirdi. Cengiz Han'ın torunu Hulagu'nun yönetimindeki İlhanlılar 1258'de Bağdat'ı yakıp yıktılar, Halife Mustasım'ı ve yakaladıkları hanedan üyelerini öldürdüler. Böylece 508 yıllık Abbasi Devleti son buldu.

Halife Zâhir'in oğlu Ahmed Mısır'a kaçtı ve orada Memluk Sultanı Baybars’ın koruması altında halife ilan edildi (1261). Mısır Abbasi halifeliği, siyasal ve askeri yetkiden yoksun, yalnız dinsel otoritesi olan bir kurumdu. Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim 1517'de Mısır topraklarına girerek, halifenin yetkileri ile Kutsal Emanetler’i devraldı ve Mısır Abbasi halifeliğine son verdi.

Devlet yönetimi [

Abbasilerde devlet örgütlenmesi, "Divan" adı verilen ve değişik alanlarda görevler üstlenen resmi kurullara dayanıyordu. Devlet maliyesinin ana gelir kaynağı ise toprak vergisiydi. Halktan toplanan zekât da önemli bir gelir kaynağıydı. Vergi gelirlerinin büyük bölümü orduya ve bayındırlık işlerine ayrılırdı. Halife Ömer döneminde kurulan divanı geliştirdiler. Divanı, devlet yönetiminde en etkili kurum haline getirdiler.Devlet ve memleket sorunları, önce divanda görüşülerek divanın önerdiği çözümleri uygularlardı.

Abbasi Sanatı [

İslam dininin sanata getirdiği en büyük yenilik cami mimarisidir. İslamlıkta her sınıf halkın ayrım gözetilmeden ön saflarda namaz kılabilmesi safların geniş tutulması istediği uyandırmış, bu nedenle kiliselerin aksine camilerde enine mekan tercih edilmiştir. Plan formunun ihtiyaçtan doğması gibi, mihrap, minber, minare türünden mimari ögeler de İslamlığın gelişmesine paralel olarak zamanla ihtiyaçtan doğmuşlardır.

Abbasilerden önceki İslam şehirciliği konusundaki bilgilerimiz çok kısıtlıdır. Bu konuda bilinen ilk örnek, 762-765 yıllarında Abbasi halifesi Mansur’un kurdurduğu Bağdad şehridir. Kaynaklardan edinilen bilgilere göre ilk Bağdad şehiri daire planlıydı ve iç içe iki sur duvarı dıştan bir hendekle çevrelenmişti[kaynak belirtilmeli]. Şehrin dört kapısına bulundukları yöndeki komşu şehirlerin adı verilmişti. Haç planlı saray ve yanındaki cami şehrin merkezinde yer alıyordu. 766 yılında yapılan Bağdad Ulu Camii kerpiç duvarlı, ahşap sütunlu ve düz damlı basit bir yapıydı. Halife Harun Reşid, 808’de yapıyı planını değiştirtmeden tuğla duvarlı olarak yeniden yaptırmıştır. Bağdat 892’de Abbasilerin başkenti olunca, artan nüfus nedeniyle camiye aynı planda ikinci bir bölüm eklenmiştir. Ancak, Bağdad şehrinin bu dönem yapılarından günümüze, ilk camiye ait basit bir mihraptan başka hiçbir şey gelmemiştir.

Abbasi şehirleri arasında Samarra’nın ayrı bir önemi vardır. Abbasilerden sonra hiç oturulmadığından üzerinde başka dönem ve kültürün izine rastlanmadığı için Abbasi şehirciliğini en katıksız biçimde yansıtır. Samarra, Dicle kenarında Bağdad’ın yakınındadır. Bağdad’ın dairesel ve düzenli planı burada yerini araziye uydurulmuş, uzun bir plana bırakmıştır[kaynak belirtilmeli]. Dicle kıvrımlarına paralel olarak uzanan şehrin büyük bölümü kazılarla ortaya çıkarılmıştır. Buluntular, Abbasi cami, saray, türbe ve ev mimarisi ile zengin süsleme sanatı hakkında bilgi vermektedir. Samarra, 836 yılında Halife Mutasım tarafından abbasi hizmetindeki Türk birlikleri için “ordugah şehri” olarak kurdurulmuş, 883 yılında terkedilmiştir[kaynak belirtilmeli].

Samara Ulu Camii, öteki adıyla Mütevekkiliye Camii, İslam dünyasının en büyük cami yapılarından biridir. 150.000 kişi burada bir arada namaz kılabiliyordu. Basit mimarisi, ilk İslam cami planının anıtsal ölçüler içinde tekrarından ibarettir. Yapımında tuğla ve kerpiç kullanılan caminin ilginç bir minaresi vardır. Kare tabana oturan dev boyutlu bu anıtsal minareye geniş bir rampa ile çıkılır. Bu minare formu, yine Samarra’da Ebu Dulaf Camii’nde tekrarlanmış ve bir daha kullanılmamıştır.

Samarra’ın ikinci büyük camii olan Ebu Dulaf Camii, 860 yılında yapılmıştır[kaynak belirtilmeli]. Kalıntılar daha gelişmiş bir mimarinin varlığını ortaya koymaktadır. Harem bölümü, kemerli duvarlarla birbirinden ayrılan neflerden oluşmuş ve üzeri düz bir çatıyla örtülmüştü.

Samarra’nın saray ve evlerinde kullanılan çeşitli süsleme arasında mermer tozu ve alçı karışımıyla yapılan “ıtuk” kabartmalar önemli bir yer tutar. Bu kabartmalarda iki farklı teknik kullanılmıştır: Dik kesim ve eğri kesim. Dik kesimde motifler yaş sıva üzerine dikine olarak oyulmakta, böylece ışık-gölge kesin çizgilerle birbirinden ayrılarak kuvvetli bir kontrast etkisi sağlanmaktadır. Eğik kesimde ise daha yumuşak bir plastik etki söz konusudur. Eğik kesim, Türklerin İslam sanatına belki de ilk katkısıdır[kaynak belirtilmeli]. Bu teknik daha önceleri Orta Asya sanatında Türkler tarafından kullanılmıştır. Dik kesimde daha natüralist, eğik kesimde ise daha stilize bir üslup görülür.


Abbasi Devleti'nin yıkılışı

Abbasi Devleti'nin Yıkılma Nedenleri

Abbasi Devleti, Mu'tasım'ın ölümü ile zayıfladı ve Moğollar'ın Bağdat'ı istilası ile yıkıldı.

Selçukluların yıkılması ile koruyucuları ortadan kalktı.

Şiilerin ve Emevilerin olumsuz çalışmalarından zarar gördü.

Zayıflama döneminde fetihlerin durgun geçmesi nedeniyle ekonomi zayıfladı.

Moğol Hükümdarı Hülagu'nun Bağdat'ı istilası ile Abbasi Devleti ortadan kalktı.

ABBASİLERİN GENEL ÖZELLİKLERİ

1)            Abbasiler Arap olmayan uluslara hoşgörüyle yaklaşmış ve İslâmiyet’in daha fazla yayılmasını sağlamışlardır.

2)            Bu dönemde Emevilere göre bilim – kültür alanında daha çok gelişme gözlenmiştir.

3)            Türkler ilk kez bu dönemde İslâmiyet’i kitleler halinde benimsemişlerdir.

4)            Abbasilerin denizciliğe önem vermemeleri ticari ve askeri alanda gelişmelerini engellemiştir.

5)            Başkentleri Bağdat’dır

6)            İslam bu dönemde Arap toplumu dışında da yayılmıştır

7)            Emevi devleti Arap devleti özelliğini taşırken, Abbasiler bir İslam devleti özelliğine sahiptir.

8)            Bilim, kültür ve felsefe çalışmaları yaptılar

9)            İlk tercüme hareketleri ve kütüphaneler bu dönemde kuruldu. Müslümanlar öğrendikleri bu bilgilere yenilerini ekleyerek daha da geliştirdiler.

10)        Türkler kitleler halinde İslam’a bu dönemde girdiler

11)        Abbasiler de İstanbul’u kuşatmış fakat başarılı olamamışlardır. (782’de Mehdi döneminde)

 

EMEVİ VE ABBASİ DÖNEMLERİ ARASINDAKİ FARKLAR

1. Emevi Devleti Arap milliyetçiliği politikası izledi. Abbasiler ise Arap olmayanlara da hoşgörü ile davrandılar. Önce İranlı sonra Türk memur ve askerler Abbasi Devleti hizmetinde görev yaptılar.

2. Abbasiler merkezlerini Bağdat'a taşıdılar. Sasani devlet teşkilatını örnek aldılar. Vezirlik kurumunu oluşturdular. Vezir, halifeden sonra en yetkili kişi oldu.

3. Abbasiler, emir-ül ümeralık kurumunu kurdular. Emir-ül ümera, başkomutan durumundaydı.

4. Abbasilerde saray teşkilatı genişledi. Refahın artmasıyla birlikte lüks arttı.

5. Emevi halifeleri Emiru’l-Mü’minin, Abbasi halifeleri ise İmamu’l-Müslimin unvanını kullandılar.

 

ABBASİ DEVLETİNDE TÜRK ETKİNLİĞİ

Abbasi Devleti Emevilerin takip ettiği Arap ırkçılığına dayanan siyaseti terk ederek Müslüman halka eşit davranmıştır. Abbasilerin bu tavrı Türklerim İslamiyet’e girmelerini hızlandırmıştır.

1)            Türklere ilk görev veren Abbasi halifesi Mansur’dur.

2)            Harun Reşit saray muhafızlarını Türklerden oluşturmuştur.

3)            Halife Me’mun ve Mutasım döneminde ise devlet içerisinde Türklerin rolü oldukça artmıştır.

4)            Mu’tasım zamanında Abbasi ordusunda çoğunluk Türklerin eline geçmiş, Türkler için Bağdat yakınlarında Samerra şehrini kurdurmuştur.

5)            Abbasiler Bizans sınırı boyunca kurdukları AVASIM ŞEHİRLERİNE (Tarsus, Adana, Antakya, Maraş, Malatya, Diyarbakır) Türkleri yerleştirmişlerdir. Bizans ile savaşlarda önemli rol oynamışlardır.

6)            Mısır, Suriye ve devletin doğu illerinde vali olarak görev yapmışlardır. Devlet merkezinde vezir ve haciplik gibi görevler üstlenmişlerdir.

7)            Tuğrul Bey 1055 I.Bağdat Seferi ile Abbasi halifesini Şii Büveyhoğulları’nın baskısından kurtarmışlardır


Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol