HOŞGELDİNİZ....
     ANA SAYFA
     ZİYARETÇİ DEFTERİ
     BELGESELLER
     TARİH BİLİMİNE GİRİŞ
     İ.Ö. TÜRK TARİHİ
     TARİHTE İLKLER
     İLKÇAG TARİHİ
     İSLAM TARİHİ
     ANADOLU(TÜRKİYE) TÜRK TARİHİ
     DİNLER TARİHİ
     TÜRK İSLAM DEVLETLERİ
     DESTANLAR TARİHİ
     MİTOLOJİLER
     TÜRK DEMOKRASİ TARİHİ
     OSMANLI TARİHİ
     TÜRKİYE CUMHURİYETİ TARİHİ
     MUSTAFA KEMAL
     SİYASET TARİHİ
     DARBELER VE DEVRİMTARİHİ
     => 27 MAYIS 1960 DARBESİ
     => 196O İDAMLARI
     => 6.FİLO YÜRÜYÜŞÜ VE VEDAT DEMİRCİOGLU
     => 68 LİLER KUŞAKLARI
     => KANLI PAZAR 1969
     => 12 MART 1971 DARBESİ
     => DENİZ GEZMİŞ 1972
     => YUSUF ASLAN 1972
     => HÜSEYİN İNAN 1972
     => MAHİR ÇAYAN 1972
     => Cihan Alptekin 1972
     => ULAŞ BARDAKÇI
     => Ertuğrul Karakaya 1977
     => İBRAHİM KAYPAKKAYA 1973
     => 1 MAYIS 1977 İŞÇİ BAYRAMI
     => 16 MART 1978 BEYAZIT KATLİAMI
     => MARAŞ KATLİAMI 1978
     => ÇORUM KATLİAMI 1980
     => SİVAS MADIMAK KATLİAMI 1993
     => YILMAZ GÜNEY
     => DERSİM KATLİAMI
     => MALATYA KATLİAMI
     => 12 EYLÜL 1980
     => 12 EYLÜL İDAMLARI
     => ERDAL EREN 1980
     => Hıdır Aslan 1980
     => GAZİ MAHALLESİ OLAYLARI 1995
     DÜNYA DEVRİM TARİHİ
     SUİKASTLAR TARİHİ
     İCATLAR VE BULUŞLAR TARİHİ
     DÜNYA TARİHİ
     BALKANLAR'IN TARİHİ
     ORTADOGU TARİHİ
     AVRUPA TARİHİ
     ERMENİ TARİHİ VE SORUNU
     KÜRT TARİHİ
     İRAN TARİHİ
     KIBRIS TARİHİ
     GAZETELER VE DERGİLER
     TÜRKİYE TANITIMI
     LİNK BANKASI
     TARİHTEN RESİMLER
     TARİH TEST BANKASI




AYTEN ARSLAN - 1 MAYIS 1977 İŞÇİ BAYRAMI




  SİTEME HOŞGELDİNİZ..(TARİH ÖGRETMENİ AYTEN ARSLAN)







AYTEN OOOO
!
 

 


TIKLAYINIZ...
2007

 

Sanayi devrimi ile birlikte üretimde makine ve işçi kullanımı arttı. Kapitalist devrimlerle birlikte üretimde asıl rol işçi sınıfının oldu. Bu yıllarda işçi sınıfı ekonomik, sosyal ve siyasal haklardan mahrum durumdaydı. Günde 14-16 saat çalışıyor ve ancak karnını doyurmaya yetecek kadar bir ücret alıyordu. Seçme ve seçilme hakkından yoksundu. Sendikal birlikler kurmaları yasaklanıyor, gösteri ve eylemlerine izin verilmiyordu. Haftalık ve yıllık izinleri, hastalık ve kaza sigortaları vb. hiçbir hakları yoktu. Kısacası hiçbir insani haktan yararlanamıyorlardı.

Zamanla işçi sınıfı yaşadıklarından öğrendi, öğrendiklerinden dersler çıkardı. Kapitalizmi tanıdı. Makinaları kırmaktan vazgeçip, sendikalar kurmaya başladı. Kadını ve erkeğiyle birlikte, tek bir sınıf gibi davranmaya başladı. İşçiler birlikte davranmaya başlayınca kendilerine olan güvenleri arttı, güçleri arttı. Ekonomik ve siyasi durumlarını iyileştirmek için burjuvaziye karşı mücadele etmeye başladılar.

1 Mayıs ne zaman ortaya çıktı?

Bir proleter bayram gününü, sekiz saatlik iş gününü elde etme aracı olarak kullanma düşüncesi ilk kez Avustralya'da doğdu. Avustralyalı işçiler, 1856'da, sekiz saatlik işgünü lehinde gösteriler yaparak, toplantılar ve eğlenceler düzenleyerek, hep birlikte bir günlük iş bırakmaya karar verdiler. Bu kutlamanın yapılacağı gün olarak da 21 Nisan tarihi saptandı. Avustralyalı işçiler bu kararı, yalnızca 1856'da uygulamaya niyetlenmişlerdi. Ama bu ilk kutlamanın Avustralyalı proleter kitleler üzerinde çok büyük etkisi oldu, onları canlandırıp yeni bir heyecana yol açtı ve bu kutlamanın her yıl tekrarlanmasına karar verildi.

Gerçekten işçilere, kendi kendilerine kararlaştırdıkları bir anda, kitle halinde işi bırakmaktan daha fazla cesaret ve kendi gücüne güven duygusunu ne verebilirdi? Fabrikaların ve atölyelerin ebedi kölelerine, kendi öz birliklerini toplamaktan daha fazla ne cesaret verebilirdi? Böylece, proleter bir kutlama günü düşüncesi hızla benimsendi ve Avustralya'dan diğer ülkelere yayılmaya başladı, ta ki sonunda tüm proleter dünyayı fethedene dek.

Avustralyalı işçilerin örneğini ilk izleyen Amerikalılar oldu. 1886'da l Mayıs'ın evrensel bir iş bırakma günü olmasına karar verdiler, l Mayıs'ta 200 bin Amerikalı işçi iş bıraktı ve 8 saatlik işgünü talebinde bulundu. Daha sonra uygulanan polisiye ve yasal baskılarla, işçilerin bu ölçekte bir gösteriyi tekrarlaması birkaç yıl engellendi. Yine de 1888'de bu yolda yeniden karar aldılar ve gelecek gösterinin l Mayıs 1890'da olmasını kararlaştırdılar.

Bu sırada Avrupa'daki işçi hareketi de güçlendi ve canlandı. Bu hareketin en güçlü ifadesi, 1889'da toplanan Uluslararası İşçiler Kongresi oldu. 400 delegenin katıldığı bu Kongrede, sekiz saatlik işgünü talebinin en başta yer alması gerektiği yolunda karar alındı. Bunun üzerine Fransız sendikalarının temsilcisi, Bordeaux'lu işçi Lavigne, bu talebin tüm ülkelerde evrensel bir iş bırakma ile dile getirilmesini teklif etti. Amerikan işçilerinin temsilcisi, yoldaşlarının l Mayıs 1890'da grev yapılması yolunda aldığı karara dikkat çekti ve Kongre bu tarihte uluslararası bir proletarya gününün kutlanmasına karar verdi.

Otuz yıl önce Avustralyalı işçiler, aslında yalnızca bir günlük kutlama düşünmüşlerdi. Kongre, tüm ülkelerin işçilerinin, l Mayıs 1890'da sekiz saatlik işgünü için, hep birlikte gösteriler yapmasını kararlaştırdı. Kimse bu kutlamanın daha sonraki yıllarda da tekrarlanmasından söz etmedi. Doğal olarak, kimse, bu düşüncenin bir şimşeğin çakışı gibi başarı kazanacağını ve işçi sınıfı tarafından kısa zamanda benimseneceğini önceden göremezdi. Bununla birlikte, l Mayıs'ın her yıl kutlanacak sürekli bir kurum haline getirilmesinin gerekliliğini herkesin kavraması ve hissetmesi için, l Mayıs'ın yalnızca bir kez kutlanması yeterli oldu.

İlk l Mayıs'ta sekiz saatlik işgününün uygulanması talep edildi. Ama bu hedefe ulaşıldıktan sonra da, l Mayıs'ın kutlanmasına son verilmedi. İşçilerin burjuvazi ve egemen sınıf karşısındaki mücadelesi devam ettiği sürece, ve tüm talepleri karşılanmadığı sürece, l Mayıs, işçi sınıfının bu taleplerinin her yıl dile getirildiği gün olacaktır. Ve daha iyi günler doğduğunda, dünya işçi sınıfı kurtulduğunda, büyük bir olasılıkla insanlık o zaman da l Mayıs'ı, geçmişte verilen zorlu mücadelelerin ve çekilen acıların anısına yine kutlayacaktır.






1 Mayıs’ın önemi nedir?

1 Mayıs göstermiştir ki, dünyada iki ana sınıf vardır. İşçiler ve kapitalistler. Kapitalist sınıf dünyanın her ülkesinde işçi sınıfının emek gücünü sömürerek zenginleşmektedir. İşçi sınıfı her ülkede karın tokluğuna, uzun saatler kapitalistler için çalışmaktadır. Kapitalist sınıfın bütün tarihi işçi sınıfının sömürüsü üzerine inşa edilmiştir.

1 Mayıs göstermiştir ki, işçiler birleşmeden, örgütlenmeden, bilinçlenmeden hiçbir hak elde edemezler. İşçiler kapitalizmi tanımadan, tarihte yaşadıklarını öğrenmeden, yarına hazırlanmadan hiçbir hak elde edemezler.

1 Mayıs göstermiştir ki, küresel sömürü düzeni olan kapitalizmi yok edecek tek sınıf, dünya işçi sınıfıdır. İşçi sınıfının kapitalizmi yıkmak için en önemli silahı ise diyalektik ve tarihsel materyalizmle, yani Marksizmle donanmış enternasyonalist komünist partisidir.

1 Mayıs niçin engelleniyor?

1 Mayıs dünyanın birçok ülkesinde resmi tatil günü. Türkiye’de ise normal çalışma günü. Bu ülkede 1 Mayıs’ın ancak şehir merkezlerinden, insanlardan uzak yerlerde kutlanılmasına izin veriliyor. O gün işe gitmeyen işçiler işten atılıyor. 1 Mayıs’ın tüm içi boşaltılarak bahar bayramına dönüştürülmesi için burjuvazi elinden gele çabayı gösteriyor. 1 Mayıs haftası televizyonlar sürekli “aman katılmayın” diye öğütlerde bulunuyorlar, ilgisiz çatışma görüntüleri yayınlıyorlar. Yine 1 Mayıs öncesinde meydanlarda, derneklerde, kitle örgütlerinde polis terörü estiriliyor.

Tüm bunlar niçin? Çünkü burjuvazi işçi sınıfından korkuyor. Burjuvazi biliyor ki birleşen işçileri hiçbir güç durduramaz. O nedenle elinden gelen her araca başvurarak kadın, erkek tüm işçilerin 1 Mayıs’a katılmasını engellemeye çalışıyor.

1 Mayıs’ta taleplerimiz ne olmalı?

İlk 1 Mayıs’ta işçilerin talebi 8 saatlik işgünü idi. Ancak bugün dünya işçilerinin ortak talepleri bunun çok ötesine geçmiş durumda. İhtiyacını duyduğumuz şey, ortak taleplerimiz için, sınıfsız, sömürüsüz, sosyalist bir dünya için mücadele edeceğimiz uluslararası devrimci önderliktir.

Küresel Krizlerin Faturasını Patronlara Ödetelim!

Emperyalist Savaşlara Karşı Sınıf Savaşını Yükseltelim!

Kapitalist Sömürüye Karşı Sosyalist Mücadele Bayrağını Yükseltelim!

Özgürlük İşçiler Savaşırsa Gelecek!

Tensikatlara Karşı Birleşelim, Örgütlenelim!

Bütün İşsizlere İş, İşgünü Kısaltılsın!

Parasız Eğitim, Sağlık, Konut ve Ulaşım!

Örgütlüysek Her Şeyiz, Örgütsüzsek Hiçbir Şey!

Sendikana Üye Ol, Sahip Çık, Denetle!

Sendikal, Siyasal Tüm Yasakların Derhal Kaldırılması İçin Mücadeleye!

Kürt halkına ayrılma hakkı!

Kürtçeye tam özgürlük! Kürtlere anadillerinde eğitim hakkı!

Ulusal ayrıcalıklara ve tek bir resmi dil uygulamasına son!

Yaşasın Kürt, Türk ve Dünya İşçilerinin Birliği!

Filistin’e Özgürlük İşçilerle Gelecek!

Kapitalistlerin Birlikleri Değil, İşçilerin Sosyalist Birliği











Dünya işçi sınıfının birlik-dayanışma ve mücadele günü Türkiye ve … ‘da  her zaman yasaktı. Hakim sınıflar zaman zaman "kır bayramı" yaptılarsa da bu da sökmeyince kan ve barutla işçi yürüyüşlerini bastırdılar. Tüm baskılara karşın 1 Mayıs'lar bizde de yaşandı.

1906'da ilk 1 Mayıs kutlamaları yapıldı. Değişik uluslardan işçilerin ilk birlikte kutlaması olması açısından bu kutlama çok önemliydi. 1909-10-11 1 Mayıs'larında İstanbul, Üsküp ve Selanik'te 1 Mayıs İşçi Bayramı kutlandı. 1922 ve 1923'de ilk kez 1 Mayıs gerçek anlamı ve içeriğiyle kutlandı. İstanbul-Ankara-Adapazarı, Mersin ve İzmir'de emperyalist işgalcilere ve yerli uşak burjuvaziye karşı mücadeleye dönüştürüldü. 1924'de 8 saatlik çalışma günü şiarıyla çeşitli şehir ve işyerleri işçileri, 1 Mayıs'I -işçi bayramını kutladılar. 1925'de 1 Mayıs'ı hedefinden saptırmak için Kemalistler bir yasa çıkararak "Bahar Bayramı" ilan ettiler. Bundan sonra Kemalizm her türlü baskı yöntemini uygulayarak, işçilerin işyeri ve yürüyüşlerine saldırarak 1 Mayıs'I yasaklamaya çalıştılar.

1960'lardan itibaren işçi sınıfının mücadelesinde önemli gelişmeler oldu. 1970'lerde daha da ileri boyutlara vardı. 15-16 Haziran işçi hareketinden sonra, işçi sınıfı "22 Temmuz Sahte İşçi Bayramı"nı bir tarafa atarak kendi bayramını talep etmeye başladı. 1976'da ilk büyük işçi yürüyüşü Taksim'de gerçekleşti. 1 yıl sonra yeniden işçiler Taksim'e yürüdüler. Bu kez DİSK önderlerinin ihaneti sonucu, Türk polisi bir provokasyon yaratarak 36 emekçiyi katlettiler. 77 katliamı 1 Mayıs'ın kutlanmasını engelleyemedi. 78'de 1 Mayıs'lar DİSK önderlerinin ve devletin engellemesine rağmen her yerde kutlandı. 79'da DİSK'in iktidardaki CHP iktidarı ile anlaşıp yürüyüş yapmasına rağmen, işçiler her yerde yine kutlamalarını yaptılar. 12 Eylül Cuntasının gelişiyle birlikte 1 Mayıs kutlamaları engellendi. Ama tamamen durdurulamadı. Her yıl yeni yeni gösteriler ve mücadele metotları gelişti. Burjuvazi olmadık çarelere başvurdu, ama nafile. İşçi sınıfının selini kimse durduramadı.

Bugün yeniden bir 1 Mayıs yaşıyoruz. Bugün artık susturulmuş, dağıtılmış cansız bir işçi sınıfı yoktur, ama Türkiye …  işçi sınıfı kendi yaşantısıyla önemli dersler ve tecrübeler çıkarmıştır. Bugün örgütlenme-propaganda ve grev özgürlüğü için daha somut mücadele koşulları yaratılmıştır. İş kanunlarının, işsizliğin, sosyal farklılıkların giderek arttığı bir ortamda işçilerin susturulması, mücadelelerinin bastırılması biraz daha zorlaşmıştır.

Bugün Kürt ulusu ve ezilen milliyetler üzerinde yoğun bir asimilasyon ve soykırım uygulanıyor. Çeşitli uluslardan işçiler ve emekçiler arasına şovenist-ırkçı düşmanlıklar ekiliyor. Bir yandan Kafkas ve Balkanlarda ulusların yok edilmesini silah olarak kullanan Türk egemen sınıfları, öte yandan ülkemizde tüm milli azınlıkların haklarını yok ve inkar etmeye çalışıyor. İşçi sınıfının sarı-revizyonist sendikal önderlikleri de bunları görmemezlikten gelerek, enternasyonal dayanışma ruhunu ekmeyerek Türk şovenizmine hizmet ediyorlar.

Bugün işçi sınıfının görevi, 1 Mayıs'ları devrimci geleneğine uygun bir tarzda kutlamaktır. Görev emperyalizmin tüm gürültülerine rağmen işçi sınıfının iktidarı olan sosyalizmin propagandasını yapmaktır. Görev, tüm milliyetçi ve şoven düşüncelere karşı enternasyonal proletaryanın birliğini savunmaktır. Görev her türlü örgütlenme, propaganda ve eylem özgürlüğünün alınmasıdır. Görev, işyerlerinde sarı sendika ve patronun ajanlarını dıştalayacak olan grev ve mücadele komitelerini oluşturmaktır.

Sözümüzü Yılmaz Güney'den yapacağımız bir alıntıyla bitirelim.

"1 Mayıs, işçi sınıfının uluslararası birlik, dayanışma ve mücadele günüdür.

1 Mayıs, her türden dar burjuva milliyetçiliğine, oportünizme ve reformizme karşı proletarya hareketinin en anlamlı enternasyonal bayramıdır.

1 Mayıs, onu devrimci içeriğine uygun bir şekilde kutlamak için, ellerinde kızıl bayrakları ve gökleri inleten enternasyonal marşlarıyla işçilerin ücretli kölelik sistemi olan kapitalizme karşı mücadele kararlılıklarını ve yeni bir topluma duydukları özlemi haykırdıkları bir mücadele günü olmalıdır!…

1 Mayıs, bu ölüm-dirim kavgasını zaferle sonuçlandırmak… egemen sömürücü burjuvaziyi alaşağı etmek… ücretli kölelik zincirlerini parçalamak…insanın insan tarafından sömürülmesine, işkence ve zulüm altında inletilmesine son vermek…sınıf ayrıcalıklarını ve bizzat sınıfların kendilerini ortadan kaldırmak ve "HERKESTEN YETENEĞİNE GÖRE, HERKESE İHTİYACI KADAR" şiarının gerçekleşeceği komünist toplumu kurmak uğruna mücadeleyi hızlandırmak için bir çağrıdır. Aynı zamanda 1 Mayıs, devrimci mücadelenin dayattığı güncel görevlerimizi daha da bilinçli olarak kavramamız, onlara derinden sarılmamız, kendi hata ve zaaflarımızla hesaplaşmamız için bir çağrıdır.

Bugün, gerek ulusal ve gerekse uluslararası planda Marksist-Leninistlerin en önemli görevleri, burjuva düşüncesinin ve onun işçi sınıfı içindeki uzantısından başka bir şey olmayan oportünizmin her türüyle mücadele etmek, işçi sınıfının bilimsel sosyalizmin öğretileriyle donanmasını sağlamak, Marksizm-Leninizmin granit gibi sağlam ilkeleri üzerinde yükselen gerçek sınıf partilerini, proletarya devrimine önderlik edebilecek güçlü komünist partileri bütün yönleriyle inşa etmek, krizin etkisiyle daha büyük sayıda kavga alanlarına atılan sömürülen kitlelerin mücadelelerini, emperyalizme, artan emperyalist savaş tehlikesine ve bizzat kapitalist düzenin kendisine karşı yöneltmektir."


 

 

 

 

 

1 MAYIS MARŞI

Günlerin bugün getirdiği baskı zulüm ve kandır
Ancak bu böyle gitmez sömürü devam etmez
Yepyeni bir hayat gelir bizde ve her yerde

1 Mayıs 1 Mayıs işçinin emekçinin bayramı
Devrimin şanlı yolunda ilerleyen halkların bayramı

Yepyeni bir güneş doğar dağların doruklarından
Mutlu bir hayat filizlenir kavganın ufuklarından
Yurdumun mutlu günleri mutlak gelen gündedir

1 Mayıs 1 Mayıs işçinin emekçinin bayramı
Devrimin şanlı yolunda ilerleyen halkların bayramı

Vermeyin insana izin kanması ve susması için
Hakkını alması için kitleyi bilinçlendirin
Bizlerin ellerindedir gelen ışıklı günler

1 Mayıs 1 Mayıs işçinin emekçinin bayramı
Devrimin şanlı yolunda ilerleyen halkların bayramı

Ulusların gürleyen sesi yeri göğü sarsıyor
Halkların nasırlı yumruğu balyoz gibi patlıyor
Devrimin şanlı dalgası dünyamızı kaplıyor

Gün gelir gün gelir zorbalar kalmaz gider
Devrimin şanlı yolunda bir kağıt gibi erir gider.
PERSONS'UN MEKTUBU

“8 saatlik işgünü” mücadelesi önderlerinden

Albert Persons'un idam sehpasına gitmeden önce

çocuklarına yazdığı mektup,

o günlerde emekçilerin verdiği mücadeleden

günümüze ışık tutuyor...



“Bu kelimeleri yazarken adlarınızın üstüne göz yaşlarım damlıyor...

Bir daha hiç karşılaşmayacağız. Ah, sevgili çocuklarım, nasıl içten, derinden seviyor sizi babacığınız.

Sevdiklerimiz için yaşamakla gösteririz sevgimizi ve gerektiğinde sevdiklerimiz için ölmekle de gösterebiliriz sevgimizi...

Benim hayatımı ve doğal olmayan haksız ölümümü başkalarından öğreneceksiniz.Babanız, özgürlük ve mutluluk uğruna gönüllü olarak canını vermiş bir kurbandır.

Size miras olarak şerefli bir ad ve tamamlanacak bir görev bırakıyorum...

Onu koruyun, bu yolda yürüyün. Kendinize karşı doğru olun, o vakit başkalarına karşı sahte olamazsınız. Yaratıcı, uyanık ve neşeli olun...

Çocuklarım, değerli varlıklarım; bu mektubu yalnız sizin için değil, daha doğmamış çocukları için ölen bir çok kişinin ölüm yıldönümlerinde de okumanızı istiyorum. Yavrularım, elveda...”


Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol